Kadınlar Sitesi

Dilan Çıtak: İbrahim babamı özlüyorum ama Cem babama ihanet edemem

Dilan Çıtak: İbrahim babamı özlüyorum ama Cem babama ihanet edemem

İbrahim Tatlıses’in 1.5 yıl önce kızı olduğunu kabul ettiği Dilan Çıtak, Tatlıses soyadını almak için bu hafta mahkemeye başvurdu. Ünlü türkücü mahkemede “DNA testine gerek yok” dese de, Dilan iki soyadını da kullanmak istediğinden süreç uzadı. Dilan’la buluşup “Doyuran mı anne-babadır, doğuran mı?” diye sordum. “Benim için çok zor soru” deyip başlıktaki yanıtı verdi…

blank

◊ Herkes biliyor artık senin İbrahim Tatlıses’in kızı olduğunu. Neden illa soyadını almak istedin? “Kendisini büyüten babasını reddediyor” diyenler çıktı senin için…

– İbrahim babamla 1.5 sene önce görüşmeye başladık. Beni büyüten babam Cem Çıtak’ı kaybettim. Onun yeri bende her zaman apayrıdır. Evet, haberlerde “babalıktan reddediyor” gibi bir şeyler yazmışlar ama doğru değil bunlar. Beni büyüten babamı asla reddetmem. O her zaman kalbimin en değerli köşesinde. Sadece hukuki bir süreç bu. “Dilan Çıtak Tatlıses” olmasını istiyorum adımın. Bunun için dava açtım. Çünkü vicdanen Çıtak soyadını hayatımdan çıkaramam.

◊ Kaç kardeşsiniz?
– Üç kardeşiz. Tatlıses tarafından da 7 kardeşiz.

◊ İbrahim Tatlıses’in kızı olduğunu ne zaman öğrendin?
– 13 yaşındayken, artık bilinçaltıma mı yerleşti bilmiyorum ama bir gün psikoloğuma “Babamın İbrahim Tatlıses olduğundan şüpheleniyorum” dedim.

◊ Durup dururken mi! İnsan neden durup dururken böyle bir şey der? Ben neden demiyorum mesela?
– Belki babanız İbrahim Tatlıses olsa derdiniz. Ben de orasını hatırlamıyorum. O zamana kadar da kimse bana bir şey söylememişti. Ama onu televizyonda görünce annem “Bana bir şey mi sormak istiyorsun?” derdi. Ben de “Yok, yok” derdim. Yüzleşmekten korkardım. Bir gün annemle Cem babamın düğün davetiyelerini aradım. Bir ipucu bulabilmek için. Ben 1989 doğumluyum ama onlar 1993 yılında evlenmiş. Demek ki beni evlenmeden önce yaptılar diye düşünüyordum. Adını koyamıyordum.

◊ Cem baban hiç anlatmadı değil mi?
– Hiç anlatmadı. Annem, ben küçükken “Tatlıses’in kızı” diye DNA testi yaptırmak istediğinde o “Dilan artık benim kızım, gerek yok” demiş. Annem de Cem babama çok âşıkmış zaten.

◊ O zamanlar DNA testi yapılmamış mıydı?
– Ortada evlilik dışı bir çocuk var, süreç olarak kanıtlanması için de DNA testi yapılması gerekiyor. Bu duyuluyor basında. Annem DNA testine başvuruyor, ilkini yaptırıyor. Ama ikinci bir teste daha ihtiyaç duyuluyor. Sonrasında Cem babam bu testin yapılmasını istemiyor, beni nüfusuna alıyor. Bunlar ben doğduğum zaman olmuş.

blank

CEM BABAM GERÇEĞİ BİLDİĞİMİ HİÇBİR ZAMAN BİLMEDİ

◊ Psikoloğuna şüphelerini söyledikten sonra ne oldu?
– Annem, psikoloğa işin gerçeğini, yani İbrahim Tatlıses’in kızı olduğumu söylüyor. Zaten sonrasında da gerçeği bana psikolog eşliğinde söyledi. Ama Cem babam hiçbir zaman benim bunu bildiğimi bilmedi. Ölene kadar bu gerçeği bildiğimi ona itiraf etmedim. O yaşlarda “Neden Cem babam benim gerçek babam değil” diye ağlıyordum. Çok küçüktüm ve bunu kaldırmak kolay değildi. İşin garip tarafı, öyle bir adamın kızı çıkıyorsun ki… Küçüklüğümden beri şarkı tutkum var. Düşünsenize İbrahim babamın karşısına avukat, doktor olarak değil, şarkıcı olarak çıktım.

◊ Öğrendikten sonra ne oldu?
– Peşine düşmedim. Cem babamla mutluydum. Babamı kaybettikten sonra annemin tekstil firması iflas etti. O iflas edince ben annemden gizli İbrahim babama gidip “Bana yardım eder misiniz?” dedim. Maddi yardım istedim. Sağ olsun beni kırmadı. Bu, vurulma olayından önceydi. Anneme söylememesini rica ettim. “Sizden böyle bir şey istediğimi duyarsa bana çok kızar” dedim. 17 yaşındaydım. Olgunlukla düşünebildiğim zamanlar değildi. Babam öldükten sonra haberciler kapımıza gelmişti. Biliyorlardı gerçeği. Birçok şey teklif ettiler. O zaman durumumuz da iyi değildi ama annem “Asla” dedi. Babam öldükten sonra annem bizi tek başına büyüttü. Kimseden yardım almadı.

◊ Peki İbrahim Tatlıses’le görüşmeye nasıl başladınız?
– Ben Songül Karlı ve Uğur Arslan’ın evlilik programında vokal yapmaya başlamıştım. O sırada İbrahim Tatlıses’in kızı olduğum duyuldu. Programın yapımcıları da duymuş bunu. Programda bunu açıklamam karşılığında bana ev almayı, single yapmayı teklif ettiler. “Böyle bir şeyi programda açıklamam, bu çok ucuz bir şey” dedim. Yakama yapıştılar. Sonunda bir gün canlı yayından kaçtım. Eve geldim. Deli gibi telefonlar çalıyor, mesajlar geliyordu…

◊ İbrahim Bey devreye girmedi mi?
– Öyle bir şey olmadı. Aradan 2 sene geçti, basın hep peşimdeydi. İbrahim babamla bir diyaloğumuz olmadı. Ama ben her zaman onun çok büyük bir vicdana sahip olduğunu biliyordum.

◊ Seninle ilgili mi?
– Evet. Bu süreçte en büyük yardım İdo’dan geldi. İdo beni ona çok anlatıyordu. Eyüp Abi (Kanat) keza öyle. Biz İdo’yla daha önceden tanıştık. İdo çok vicdanlı. Hak yenmemesi için elinden geleni yaptı. Zaten beni anlattığında babamın gözleri doluyormuş. Şimdi bir araya geldiğimizde de çok duygusalız ve saçma sapan şeylere ağlıyoruz. Bir gün Erol Köse’nin programına katıldım. Sanırım beni görüp etkilenmiş. “Doğru zamanı bekliyorum” demişti hatta o dönem. Instagram’dan “Dilan benim kızımdır” paylaşımında bulundu. Sonra benimle görüşmek istedi. İdo’yla beraber yanına gittik.

BENİ GÖRÜR GÖRMEZ AĞLADI

◊ Kızı olduğunu kabul ettikten sonraki ilk karşılaşmanız nasıldı?
– Beni görür görmez ağladı. Güzeldi. Çok heyecanlıydı. Bir anda ısınamıyorsunuz. Biraz zaman geçmesi gerekiyor. Ama şimdi zaman geçtikçe özlüyorum. Babam sırnaşıklığı sevmiyor ama ben uyuzluk ediyorum. “Baba ne yapıyorsun, beni özlemedin mi” diye arıyorum. Ama ilk başta böyle bir şey yoktu.

◊ Vurulduğu zaman hastaneye gitmiş miydin?
– 5 gün boyunca her gün gittim. Ama kimseyi tanımıyordum. Orada çok sahtekar bir ortam vardı. Tatlıses ailesi tarafından değil bu. Ziyaretçileri kast ediyorum. Herkes birbirine kart veriyordu. Bunlara şahit oldum. “Keşke kalkıp bunları görse” demiştim içimden. Kendi kendime babamla dertleşiyordum hastanede. “Baba buradayım ama hiçbir çıkarım yok” diyordum. Canlı yayına bağlamak istediler beni. Korkup hastaneden kaçtım. Çünkü orada sadece vicdanen bulunuyordum. Cem babamı kaybettikten sonra “Bir babam gitti ama bir babam daha var” dedim. Herkese nasip olmaz, insanlar bir babayı bulamıyor. Beni kabul etmese ve görüşmese de o dönemler, başıma bir şey geldiğinde bir telefonumla bana yardım edeceğini her zaman biliyordum. Vurulduğu haberini alınca da çok sarsıldım ve hemen hastaneye gittim.

◊ İdo ile tanışmanız nasıl oldu?
– Bir arkadaşımız tanıştırdı. İdo hastalanmıştı ve hastanedeydi. İdo, parmağı kesilse korkarak hastaneye giden bir çocuk. O zaman da soğuk algınlığı nedeniyle hastanedeydi. Ziyaretine gittim, orada tanıştık. 6-7 sene filan olmuştur. Ben müzik okuyordum o dönem. Gerçi 15 senedir okuyorum. İdo ise henüz müziğe başlamamıştı.

iDO iLE ÇOK iYi ARKADAŞ OLDUK

◊ İdo’yla tanıştığınızda hemen sevdin mi onu, yoksa ilk zamanlar mesafeli miydiniz?
– İdo sevilmeyecek biri değil ki. Çok komik ve çok iyi bir çocuk. Sonra birbirimizle görüşmek istedik. Birlikte stüdyoya gittik, kayıtlar yaptık. Tatile gittik. Hiç kopmadık. Yaşlarımız da yakın olduğu için çok iyi arkadaş olduk. İkimizin de müzikle uğraşması avantaj. Birbirimize şarkılarımızı dinletiyoruz.

◊ Düet projeniz yok mu?
– Çok istiyoruz. Ama ilk önce benim kendi şarkımı yapmam lazım. Önce Dilan Çıtak olmalıyım.

◊ Tatlıses’i unuttun…
– Dilan Çıtak olarak biliniyorum ya, o yüzden.

◊ İdo’yla aranızın iyi olduğunu biliyoruz. Peki diğer kardeşler ve aile fertleri sana nasıl yaklaştı?
– Ahmet Abi ve köydeki ablalarla konuşuyoruz. Elif Ada birtanem. Elif’in annesi Ayşegül Abla ile de sık sık görüşüyoruz.

BABAMIN ŞARKISINI SÖYLEMEK KOLAYA KAÇMAK OLUR

◊ Arabeski seviyor musun?
– Çok seviyorum. Fakat çok kolay söyleyebildiğim bir tarz değil. Hele İbrahim babamdan sonra… Sahnede birkaç tane İbrahim Tatlıses şarkısı söylüyorum.

◊ İbrahim Bey yorumuna ne diyor?
– Beğeniyor. “Günah Benim” şarkısını R&B ve arabesk karışık söylüyordum. Telefon açıp bu şarkıyı söyletiyordu. “Çok iyi şarkı, sana niye bunu yapmadık” dedi. Önce bizim rüştümüzü ispatlamamızı istiyor. “Ben kolay İbrahim Tatlıses olmadım, siz de kolay olmayacaksınız. Bunun birtakım getirileri ve götürüleri var. Bunlara hazırsanız bu yola gireceksiniz ve dayak yiye yiye olacaksınız” diyor.

◊ Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe babasının şarkılarını söyleyerek çıkış yaptı…
– Bana da “Babanın şarkısını söylersen patlarsın” diyorlar. Bir yanlışım da budur belki, bilemiyorum. Bu bana biraz kolaya kaçmak gibi geliyor. Şarkı bulamadığım için babamın şarkılarını söylüyormuşum gibi. Önce bir Dilan olayım, sonra zaten babamın şarkılarını söylerim.

◊ Oyunculuk yapmak istiyor musun?
– Aslında teklif gelmişti. Ama ben önce reklam filmi istedim. Saçlarım malum. Şampuan reklamı için çok uygun. Önce şarkım çıksın, sonrasında sırayla hepsi olur.

◊ Müzikten para kazanabiliyor musun?
– Kazanıyorum. Kimler kimler kazanıyor, ben kazanmazsam ayıp olur.

19 SENE BANA EMEK VERMiŞ CEM BABAMI iNKAR EDERSEM iBRAHiM BABAM DA KIZAR

◊ Mahkeme, Tatlıses soyadını aldıktan sonra Çıtak soyadını da kullanmana izin vermezse ne olacak?
– Onu göbek adı olarak alabiliyormuşum. Dilan Çıtak Tatlıses olacak yine. Bazıları “Babanı bulunca Çıtak soyadını atıyorsun” gibi laflar ediyor. Bunlara cevap vermiyorum. Çünkü ben babamı kaybetmeseydim her şey başka türlü olabilirdi. Belki İbrahim babam beni kabul etmeyebilirdi. Ama ben, babam hayatta olsaydı da İbrahim babamla tanışmayı isterdim. Belki o “Ben bu kızın hayatına girip kafasını karıştırmayayım” diyebilirdi.

◊ Cem babandan olan diğer kardeşlerinle aran nasıl?
– Çok iyi. Zaten onlarla büyüdüm. Aramızda çok başka bir bağ var.

◊ “Doğuran mı, doyuran mı anne-babadır?” sorusu her zaman çok tartışılır. Bunu yaşamış biri olarak ne dersin?
– Zor bir soru. Ama kesinlikle büyüten… Ben bunu inkar etsem eminim İbrahim babam da bana kızar ve “Sen nasıl bir evlatsın, bu adam sana 19 yıl bakmış büyütmüş!” der. O yüzden Cem babamın hakkını yiyemem. Ama İbrahim babamın da vurulduğu an içimden bir şey koptu. Hastaneye ilk gidenlerdenim. Annem “Ben buna karışamam, içinden nasıl geliyorsa öyle yap” dedi. Büyüten ve emek harcayan ayrı ama kanını taşıdığın kişi de ayrı oluyor. Eskiden mesela biri İbrahim Tatlıses’e laf attığı zaman savunmazdım, çünkü kızgındım. Ama şimdi biri hakkında konuşmaya kalktığında izin vermiyorum.

◊ Önceden de dinler miydin İbrahim Tatlıses’in şarkılarını?
– Hayranıydım! Her zaman dinlerdim. Hiçbir zaman ona karşı nefret ya da kin duygum olmadı. Zaten olmuş olsa kabul edemezdim. İnsanlar “Seni reddetmiş birini nasıl kabul edersin” dedi. Ben her zaman karşı tarafın kafasından düşünmek isterim. Neden kabul etmediğini sorgularım…

blank

OĞLUNU İNKAR ETMEK EMRAH’A YAKIŞMIYOR

◊ Şarkıcı Emrah ve kabul etmediği oğluna ne tavsiye verirsin?
– O durumu çok yadırgıyorum. Emrah gibi bir insana hiç yakışmıyor. Çocuk ve annesi çok göz önünde oldular. Bu benim çok tasvip ettiğim bir hareket değil. Ama onların yaptığı bu yanlış, Emrah’ın yaptığı yanlışın üzerine çıkamıyor. İki çocuğu oldu. Onlara babalık yaparken diğer tarafa yapmamak benim asla tahammül edemediğim bir şey. İbrahim babam bu konularda hak geçirmeyen bir adam.

◊ Annen ve sen kameralardan hep kaçtınız…
– Evet. Annem nefret eder öyle şeylerden. Kamera var diye benim konserlerime bile gelmiyor. Bir kere geldi basına yakalandı, bir daha gelmedi.

◊ İbrahim Tatlıses için “Hak geçirmeyen bir adam” dedin ya, seni her şeyine dahil etti mi?
– Evet. Gücünün yettiği kadar ediyor. Mesela ev yapılıyor diyelim, “Bu senin hakkın” diyor. Bana her zaman “Senin hakkın hiçbir zaman yenmeyecek kızım” diyor. Evet, 26 sene boyunca yoktum. Manevi olarak görüşmediğimiz gibi maddi olarak da yoktu. Ama bize zor zamanımızda ilk kez ettiği yardım, her şeye bedeldir. Fakir bir çocukluk geçirmedim. Normal bir çocukluk geçirdim ama mesela İdo’nunki gibi bir çocukluk da geçirmedim.

◊ Cem baban ne iş yapıyordu?
– Futbolcuydu. Antrenörlük yapıyordu. Çaykur Rizespor’daydı. Hiçbir şeyim eksik değildi çocukken. Çok genç vefat etti. 42 yaşında kalp krizinden kaybettik. Erkek kardeşim 13, kız kardeşim 8 aylıktı o zaman. Ben de 16 yaşındaydım. Çok küçüktük.

BERKLEE’DEN YÜZDE 50 BURS KAZANDIM

◊ Yeni single’ın ne zaman çıkacak?
– Aylarca, hatta yıllarca deli gibi şarkı aradık. En sonunda doğru şarkıyı bulduğumuzu sandık. Hayatım stüdyoda geçti. Ama tahmin edersin ki çok zor bir karar. Daha önce çıkardığım şarkı istediğimiz gibi bir ivme yakalamadı. O yüzden bu sefer çok korkarak yaklaştık. Belki elimize hit şarkılar da geldi ama korktuğumuz için gözden kaçırmış olabiliriz. Yakın zamanda yeni bir şarkı geldi ve ben çok heyecanlandım. Stüdyoda okudum. Şimdi aranjesi yapılıyor. Mart gibi ya da biraz daha erken çıkarmayı düşünüyoruz.

◊ Tarzı nasıl?
– Pop. Hem kaliteli hem de insanların eşlik edebileceği sıcak bir şarkı. Kaliteden kastım şu; zor beğenilecek bir şey gibi duruyor. Ama aynı zamanda çok da popüler tınılar var içinde. Pop olacak o yüzden. Bana kalsa Batı R&B tarzda söylerim ama öyle bir şansım yok.

◊ Eğitimin devam ediyor mu?
– Lisede, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Hafif Batı Müziği bölümüne başladım. Ama benim istediğimi çok fazla destekleyen bir bölüm değildi. O nedenle yurtdışına gittim. Amerika’da önce dil eğitimi aldım. O sırada da Berklee’nin workshop’larına katılmaya başladım. Berklee’nin sınavına girip yüzde 50 burs kazandım.

◊ Sonra ne oldu?
– 2 sene Amerika’da kaldıktan sonra geri döndüm. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İngilizce Müzikoloji bölümünü kazandım. Ama hem iş hem okul bir arada olmuyor. Normal şartlarda okuldaki dördüncü yılım ama mezuniyet uzadı.

ŞARKILARIM PATLAMIYOR, ÇÜNKÜ…

◊ Müzik konusunda kendinde eksik gördüğün neler var?
– İdealist olmam. Amerika’daki ve buradaki eğitimlerimi düşününce popüler müzik yapamıyorum. Yapamadığım için de şarkılarım patlamıyor. Çünkü patlayacak şarkılar benim hiçbir zaman tarzıma hitap etmiyor.

◊ İdo’nunki patladı ama…
– “Sonsuz Teşekkürler” cool bir şarkıydı.

◊ Sende niye olmuyor?
– Kendime yakışacak cool şarkıları bulamıyorum. Şimdi bir şarkı bulduk. Ben şarkıları önce müzikal kulağı olanlara değil, sadece dinleyicilere dinletiyorum. İdo ve Levent’e de dinletiyorum ama onların müzik kulağı olduğu için halk gibi dinleyemiyorlar. Mesela kardeşim Berkay müzikle alakası olmayan bir çocuk. Sadece bir dinleyici. Patlayan tüm şarkıları dinliyor. Diğer küçük kardeşime de dinlettim. Hepsi şu anda şarkıyı ezberlemiş durumda.

◊ Bu kadar eğitim almış biri olarak çıkan pop şarkılarını nasıl buluyorsun?
– Hepsini dinliyorum ama benim tarzım olan şarkılar değil. Vokal tekniği olarak da duruş olarak da tarzım değil.

◊ Senin konser repertuvarında kimlerin şarkıları var?
– Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan, Sıla, Hadise, Ayşe Hatun Önal, Demet Akalın.

◊ Bütün pop sanatçılarını saydın neredeyse!
– Yeni çıkanlar çok tarzım değil.

◊ Kimler onlar?
– Asla isim vermem.

◊ Aleyna Tilki filan mı?
– Hayır, o daha çok genç.

◊ Peki, sen kendini nerede görüyorsun?
– Ben kendimi çok uzaklarda görüyorum. Amerika’da Jay Z’nin stüdyosunu görmüş, çalışma şekillerine şahit olmuş biri olarak orada mutlaka bir şey yapmak istiyorum. Hatta ölmeden önce mutlaka orada bir iş yapacağım. Kendimi büyük konser şarkıcısı olarak görüyorum. Kendimi barla sınırlamayı düşünmüyorum.

◊ Beste yapabiliyor musun?
– Evet ama kendi şarkılarıma çok güvenmiyorum. Belki rüştümü ispatladıktan sonra kendi şarkılarıma hayat verebilirim.

◊ Hem iyi bir şey yapmak istiyorsun hem de piyasa işi yapmak istemiyorsun. Çok zor olsa gerek.
– Çok zor. O yüzden idealist tarafımı sevmiyorum.

blank

LEVENT’iN TELEFONUNU KARIŞTIRIYORUM, ALLAH’TAN BiR ŞEY BULMUYORUM

◊ Levent’le (Dörter) ilişkiniz nasıl gidiyor?
– Süper. Çok komik bir çiftiz. Ben hep Levent’in eski sevgililerine takmışımdır. Biraz manyak bir tipim. Önceyi de sorguluyorum.

◊ Gördüm, telefon da kurcalıyorsun…
– Evet ama bir şey bulmuyorum Allah’tan. Levent’in ilişkiye başlarken alışma sürecinde tökezlemeleri oldu. Ama sağ olsun benim her şeyimle bizzat ilgileniyor. Şu anda kendi single’ını hazırlıyor ve konserleri devam ediyor. Hafta sonları genelde Ankara’da konserleri oluyor. Hafta içi de benimle uğraşıyor. Stüdyoda bana vokal koçluğu yapıyor.

◊ Düğün ne zaman?
– Mayıs ya da yaz sonrası düşünüyoruz. Önce benim single’ım çıksın ve o işin geleceğini görelim. Kısa sürede bunların olmasını planladığımız için düğünü de 1 sene içerisinde yapmak istiyoruz.

◊ Ne kadardır birliktesiniz?
– Nisan ayında 3 sene olacak.

◊ Bebek’te arabada kavga ederken görüntülemişlerdi sizi…
– O kavga değildi. Ben styling yapan bir arkadaşımın yanına gidecektim. Trafikte aracı durdurabileceği bir alan yoktu ve beni uzak bir yerde indirdi. Ben de “Niye beni burada indiriyorsun!” diyerek kapıyı kapattım. Kapıyı hızlı kapatmamdan dolayı böyle yazıldı. Bir de bizimle çok uğraştılar. Benim iki yakın arkadaşımla Levent’i çektiler, “İki kızla basıldı” diye haber yaptılar. Şimdi isimlerini telaffuz etmek istemediğim medyadan iki arkadaşımız da “Ağzında sakızla evlilik teklif etti” diye Levent’e demediklerini bırakmadılar!

◊ Nasıl evlenme teklifi etti?
– Ben ona hep “Eğer bir gün bana evlilik teklif edeceksen bütün arkadaşlarım orada olsun” diye sipariş veriyordum. Siparişi harfi harfine uygulamış! Herkesi evime toplamış. Bütün gün sinemada beni oyaladı. Eve bir geldik, içeride 40 kişi var! Ben o kalabalığı görünce ağlamaya başladım. İdo’lar henüz gelmemişti. Beni oyalamak için bakkala götürdü. Bakkal, “Abi para yerine sakız vereyim mi?” diye sordu. Levent de sakızı alıp ağzına attı. Ama sakız ağzında kaldı yüzüğü çıkarırken. Çok heyecanlıydı…

◊ İbrahim Tatlıses’le tanıştı mı?
– Yok. İbrahim babamın öyle bir tarzı yok. İş resmiyete binmeden öyle şeylerden hoşlanmıyor. İstemede yan yana gelirler artık.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ